EĞİTİMİN ANLAMI
Eğitim; en basit anlamıyla davranışları değiştirme sanatıdır. Yani bireyde istendik davranışların yerleşmesi, olumsuz davranışların sonlandırılması amacıyla sürdürülen sistematik bir programdır.
Çağdaş bilimsel anlayışa göre eğitim; bireyin bedensel, duygusal, düşünsel ve sosyal yeteneklerinin kendisi ve toplumu için en uygun şekilde gelişmesi oluşumudur. Kısacası bireyin her yönüyle bir bütün olarak kendisi ve toplumu için en uygun düzeyde geliştirilmesi sürecidir. Bir Çin Atasözü eğitimin önemini doğru bir biçimde tespit etmektedir:
• Eğer bir yıl ötesi için planlıyorsanız hububat ekin,
• Eğer on yıl ötesi için planlıyorsanız, ağaç dikin,
• Eğer bin yıl ötesi için planlıyorsanız, insanlar ekin, işte eğitim insan vasıtasıyladır ki insanlar ekilir ve asırlar inşa edilir.
Çoğu kişiler eğitimin yalnız okul hayatına özgü olduğunu düşünürler. Oysa, gerçek eğitimin büyük kısmı okul hayatının dışında kazanılır. Yemekten giyinmeye, yürümeden konuşmaya, dinî inançlarından toplum sevgisine kadar, eğitimin çoğu okul hayatının dışında kazanılır. Eğitim doğumla başlar, türlü biçimler altında, ölünceye kadar sürer.
Bir atasözü vardır. “Eğitim sadece doğruları söylemek değil bizzat doğruları yapmaktır.” Eğitim yalnız birçok şeyleri öğrenmek demekte değildir. Asıl önemli olan, herhangi bir gerçeği öğrenmekle birlikte bunun nedenini de anlamaktır. Örneğin, eğitimsiz bir kimse, yalan söylemenin ahlâksızlık olduğunu bilir fakat sınavda kopya çekmenin ahlâksızlık olduğunu bilmeyebilir. Oysa, yeteri kadar eğitim görmüş bir kimse, kopya çekmenin de yalan söylemek kadar ahlâksızlık olduğunu düşünür; çünkü kopya çekmenin kötü bir davranış olduğunu, insanı tembelliğe sürüklediğini ve bir başkasının hakkını gasp ettiğini bilir ve böylece olayın nedenini öğrenmiş olur. Bunu, karşılaştığı her yeni duruma kendiliğinden uygulayabilir, herhangi bir davranışın ahlâk kurallarına uygun olup olmadığını kestirebilir. Eğitimsiz yani câhil insan ise bunu yapamaz.
İşte, bunun gibi, öğrenilecek pek çok şey vardır. Bunların bir kısmı ailede, bir kısmı okulda ve bir kısmıda çevrede öğrenilir.
EĞİTİMİN AMACI VE ÖNEMİ
Almanya’da bir Lise Müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş.
“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar…
Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur:
• Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın!
• Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin.
• Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”
Lise Müdürünün her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine gönderdiği mektup eğitim ve öğretimin önemini çok iyi bir şekilde anlatmaktadır.
Eğitimin ilk hedefi “çağdaş insan” yaratmak olmalıdır. Çağdaş insan yetiştirmek ancak ve ancak çağdaş eğitim ile mümkündür.
Çağdaş eğitimin genel amacı; bedence, ruhça sağlıklı, topluma etkin şekilde uyabilen insanlar yetiştirmektir. Diğer bir deyişle toplumsal, çevresel koşullara sorgulamadan aynen uymak ve sürdürmek (edilgen uyum) yerine toplumu ileri götürebilecek, geliştirebilecek değişimleri de sağlayabilecek (etken uyum) bireyler yetiştirmektir. Bu genel amacı çözümlediğimizde çağdaş eğitimin amacının özet olarak, bireyin “kendisi için” ve “toplumu için” yetiştirmek olduğu görülmektedir.
Bireyi kendisi için yetiştirmek:
Eğitimde amaç bireyin önce “kendisi için” yararlı ve gerekli donanımları kazanmasını sağlamaktır. Eğitim bunu gerçekleştirmek için şu alt amaçlara ulaşmaya çalışır.
• Bireyi bir meslek sahibi yapmak,
• Toplumsal uyumu sağlamak,
• Kendisini geliştirme olanakları sağlamak.
Bireyi toplum için yetiştirmek:
• Toplumun düzenini ve sürekliliğini sağlayacak iyi bir insan, iyi bir vatandaş olarak yetişmesini sağlamak,
• Toplumun ekonomik yaşamı için nitelikli insan gücünü sağlamak,
• Bireye iş yaşamında esnek gelişmeye açık, yaratıcı ve verimli olabilecek davranışlar kazandırmak.
Özetle çağdaş eğitimin amacı:
• Bireyin ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına, hukuka, demokrasiye, lâikliğe karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş bireyler olarak yetiştirmek.
• Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek.
• İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak.
Bireysel ve toplumsal gelişimin olmazsa olmazı olan eğitim, neşter bıçağı gibidir. Neşter bıçağı genel olarak tıbbi amaçla (cerrahi de) ve kimi zaman çeşitli sanat ve zanaatlerde kesim yapmak için kullanılanılır. Bu bıçak ameliyathanedeki bir doktorun elinde can kurtarır. Bir de aklı yerinde olmayan bir câhilin elinde ise can alır.
Eğitimde böyledir. Yanlış ellerde, yanlış amaçlara yöneldiğinde, yanlış sonuçlar doğurabiliyor. Bu yüzden, eğitim konuları belli amaçlara göre ayarlanmazsa, yapılan iş gelişigüzel olur, istenen sonuç alınmaz.